Bana Karamürsel’de Aykut Avcı olarak sahip çıkılmasını istiyorum diyerek sözlerine devam eden Avcı şunları, geçenlerde Belediyenin tuvaletine gittim. Oradaki bayana dahi çalışmak istediğimi söyledim. Şu tuvalette dahi çalışırım dedim. Ayda 100 YTL versinler yeter. Perşembe günleri merdiven temizliğine gidiyorum. Ayda 120 YTL alıyorum. Bu bana yeter. Çok fazla bir şey istemiyorum diyor.
Sağlığının da yerinde olduğunu aktaran ve Annesinin yeniden evlendiğini söyleyen Aykut, Annemin bu üçüncü evliliği. Ben küçükken annem babam ayrılmışlar. Son evlendiği kişi beni istemedi. Öz babam Almanya’da. Bana yardımcı olduğu yok. Arayıp sorduğu yok. Lafın gelişi, ön teker nereye giderse başta oraya gidiyor. Ben şu an annemin kaderini yaşıyorum. Önceden oturduğum yer dedemden kaldı. Ancak bana burada birisi musallat oldu. Rahatsız etmeye başladı. Ev in camlarını dahi kırdı. Bende buradan çıkmak zorunda kaldım dedi.
Acıklı hayat hikayesini anlatırken zaman zaman dalan ve gizli olarak göz yaşı döken Karamürselli Aykut Avcı, Ben bu mahallenin çocuğuyum. Şu anda oturduğum yerde su yok. Su ihtiyacımı ve tuvalet ihtiyacımı Caminin tuvaletinde veya Belediyenin tuvaletinde gideriyorum. Belediyeden bana erzak yardımı yapılıyor. Ananeme veriyorum. Genelde makarna yiyorum. Yetersiz beslemeden dolayı çok zayıfladım. Oturduğum yerde elektrikli soba kullanıyorum” dedi.
Daha önce çift cinsiyetli olması n edeniyle büyük güçlükler çektiğini ancak tedavi olarak erkek olduğunu aktaran Aykut Avcı, askerlik başvurusu yapıp asker dahi oldum. Ancak, Karamürselliler beni hala çift cinsiyetli olarak görüyorlar. Hala erkek olduğumu kabullenemediler dedi.
Ben bu halimden pişman değilim. Biliyorum çoğu insandan delikanlıyım. İlkokul mezunuyum. Şu anda oturduğum eski bu binadan rahatsız değilim ancak burada benim oturduğumu bilen ve geçmişimi çok iyi bilenler eve gelip bana ağza alınmayacak şeyler söylüyorlar. Benim burada yaşadığımı bilmesinler diye soba dahi yakmıyorum diyerek yetkililerden kendisine destek olmalarını istedi.
Evet Karamürselli Aykut Avcı'nın kısa hayat hikayesi bu. Her şeyden önce insanları fizik durumuyla, yüz güzelliği ile değerlendiren insanları anlayamıyorum. Çünkü insanlar güzelliklerini ya da çirkinliklerini, boylarının kısa veya uzun oluşlarını gidip bir yerlerden ısmarlama almıyorlar ki; neden bu ön yargı onu bilemiyorum. Birde güzel bir söz var. Gargaya yavrusu şahin gelirmiş. Evet Aykut ben erkeğim diyorsa öyledir. Bırakın nasıl istiyorsa öyle kalsın. Yargılamak neden? Ona illa da sen böylesin diyerek bir kenara itmek neden. Farzedelim Aykut bizim aileden biri. O zaman da hor göreceğiz mi? Zannetmiyorum. O zaman insanlara fiziki durumları ile değil iç güzellikler ile değer verelim. İnsanları sevelim. Ondan sonra da saygı bekleyelim. Olmaz mı?
Hoşçakalın
Neslihan Başak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder